Motivasyonu sağlamanın en güzel yöntemlerinden biri başarılı insanların nasıl yaptığını
öğrenmektir. Bu yüzden başarı için kimler hangi yollardan geçmişler ve sonunda ne demşler öğrenelim. İşte size çok başarılı olmuş insanların göstermek istediği yollardan birkaçı:
Görüldüğü gibi yukardaki sözleri dile getiren insanlar yakın zamanda dünyayı etkilemiş işler başarmış kişilerdir. Hedefleri için çalışmış ve başarmış insanlardır. Başarılı insan, OLUMLU DÜŞÜNME'yi uygular. Başarılı insanı belirleyen ilk özellik, tutumudur. Kişi olmlu tutum ve düşücelere sahipse, zorluklarla uğraşmayı seviyor onların üstesinden gelmekten haz duyuyorsa, başarılarının yarısını gerçekleştirmiş sayılır. Bakın size bir örnek daha verelim: Harisin Ford (Ford Otomotivin Sahibi) diyor ki "Yapabileceğinize de inansanız, yapamayacağınıza da inansanız haklı çıkarsınız"!
Olumlu düşünmek, yapmak istediklerinize kavuşmak için sizi ateşleyen, destekleyen bir güçtür. Bu gücün sizi istediğiniz yere ulaştırması için hep olumlu düşünmeli ve çalışmaktan vageçmemelisiniz. Başarmak sadece olumlu düşünmekle olmaz aynı zamanda çok çalışmayı da gerektirir. Bunun için normal bekletileri aşın çünkü vasat beklentiler vasat enerji ve güç harcatır bu da beklentilerinize ulaşmanıza yetmez.
Büyük hayaller görmeye hazır olun ve sonra sınırlarınızı deneyin. Gücünüzü hapseden duygu ve düşüncelerden kurtulun başarmak için olumlu düşünün.
Prof. Dr. David Perkins, Harvard Üniversitesi Eğitim Bölümü’nde uzun yıllardır çocuk ve yetişkinlerde öğrenme süreçlerinin gelişimine yönelik araştırmalar yapıyor. Aynı üniversitede görev yapan Catherine Elizabeth Snow ise erken çocukluk okuma yazması konusunda uzman. Snow, yıllarca okuma yazmaya katkıda bulunan ya da kötü etkiye sebep olan dilbilimsel ve sosyal faktörleri araştırıyor. Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin öğrenme konusundaki bu iki hocası geçtiğimiz günlerde Bahçeşehir Okulları’nda velilere eğitim verdi. Alanında yaptığı çalışmalarla tanınan iki eğitimci sorularımızı yanıtladı:
Düşünme çocuklara nasıl öğretilir?
Düşünme aslında insanın doğasında var. Başarılı bir düşünen, düşünme yeteneği, düşünmeye yönelik motivasyon ve düşünmek için kendini uyanık ve bilinçli tutmak üçgenini başarıyla yönetebilen kişidir. Yapılan bilimsel araştırmalara göre, bu üçgende en önemli unsur, düşünmek için kendini uyanık tutmak ve bilinçli bir gayret göstermek gerekir.
Eğer bilinçli bir gayretten söz ediyorsak, o zaman bu öğretilebilir ve geliştirilebilir demektir. Düşünmeyi öğretmek, içsel olarak geçirdiğimiz süreci dışarı vurarak oluyor. Yani zihnimizde geçirdiğimiz düşünme sürecini sesli bir biçimde ve başkalarıyla paylaşarak bir sisteme sokmayı öğrenmemiz gerekiyor. Her kişi için bu sistemler farklılık gösterebilir. Herkesin yatkın olduğu sistem değişebilir. Bu sistemlere biz düşünme rutinleri diyoruz. Çeşitli düşünme rutinleri var. Bu rutinleri sınıfta, evde, günlük yaşantımızda uygulayabilirsek, daha başarılı düşünenler olabiliriz.
Okulda düşünme rutinleri nasıl yapılır? Öğretmenlerin neler yapması gerekiyor?
Düşünme rutinleri üzerine biz merkezimizde uzun yıllardır deneysel çalışmalar yapıyoruz. Kültürel farklılıklar göstermeyen, her toplumda, her yaş grubunda, her seviye öğrencide başarıyla uygulanan düşünme rutinlerini ortaya çıkardık. Öğretmenler bu rutinleri işledikleri derse ve konuya uygun olarak seçerek uygulayabilirler. Ancak öğretmenlerin kendileri de çok yaratıcıdır. Genel prensiplerini kavradıktan sonra, kendileri de öğrencileri için yeni rutinler geliştirebilirler.
Öğrenme ortamı okulda ve evde nasıl olur?
Düşünmeyi destekleyen bir öğrenme ortamı yaratmak istiyorsak, paylaşımın olduğu ve düşünmeyi "görülebilir" hale getirdiğimiz ortamlar yaratmamız gerekiyor. Düşünmeyi görülebilir hale getirmek demek, bir takım görsellerle destekleyerek, ya da düşünme sürecimizi başkalarıyla konuşup yazılı hale getirerek paylaşmak demek. Düşünen sınıfların sınıf içleri ve okul koridorları, öğrencilerin düşünme sürecini gösteren posterler, listeler, sınıflandırmalar ile doludur.
Aile çocuğa soru sormalı
Öğrenme ortamını aileler çocuklarına nasıl sağlar? Evde neler yapmalı?
Öğrenci ve veli de bu düşünme rutinleri bilirse, evde ders çalışırken ya da herhangi bir problem ve sorunla ilgili tartışırken, bu rutinleri birlikte kullanabilirler. Mesela evde anne ve baba çocuğuyla doğal felaketler, çevre kirliliği gibi sorunlar hakkında tartışırken, sorularını bu rutinlere göre belirleyip sorarlarsa, çocuğunun düşünme becerisini geliştirmede yardımcı olmuş olurlar.
Hangi yaşta öğrenme hızı daha fazladır, hangi yaşta azdır?
Öğrenmenin yaşı yoktur. Ancak beynin nöronlarının ilk yapılandığı dönemde öğrenme daha hızlıdır. Bu da 7 yaşa kadar öğrenmenin daha fazla olduğunu gösteriyor. Okul öncesi eğitim bu sebeple gerçekten çok önemlidir.
Çocuklara öğrenmeyi sevdirmek için ne yapmalı?
Öğrenmek bir süreçtir. Yeni şeyler öğrendiğinin farkına varan öğrenci, öğrenmekten zevk alır. Çünkü bu da insanın doğasında vardır. Öğrenme merakı içten gelir. Ancak çocuk, öğrenme sürecinin en büyük paydaşı olduğunu hissederse, daha iyi ve başarılı bir düşünen oldukça daha iyi öğrendiğini hissederse, zaten o içten gelen merak devreye girecek ve çocuk öğrenmekten zevk alacaktır.
En iyi öğrenme ortamı neresidir?
Her yer. İnternetten, sınıf ortamına, iş yerinden, müzeye kadar herhangi bir yer iyi bir öğrenme ortamı olabilir.
Ne zaman, hangi ortamda öğrenme yavaşlar?
Paylaşımın az olduğu, düşünme sürecinin geliştirilmediği, öğrenme sürecinde öğrencinin pasif katılımcı olduğu ortamlarda öğrenme yavaşlar.
Tek çocuklu, durumu iyi olan alielerin çocukları iyi öğreniyor
Öğrenmede zengin fakir farkı var mıdır?
Kesinlikle yok. Bununla ilgili yapılmış pek çok araştırma da var. Yalnız, gelişimsel olarak yüksek gelirli ailelerin çocuklarına ayırdıkları zaman yüzdesel olarak daha yüksek olduğu, çocuk sayısının az olduğu, dolayısıyla imkanların çocuklara daha fazla ayrılabildiği, eğitim seviyesi yüksek anne ve babaların çocukları ile iletişimindeki farklılıklar gibi sebeplerden dolayı, yüksek gelirli ailelerin çocukları, kelime bilgisi olarak birinci sınıfa daha fazla kelime bilerek başlıyorlar. Ancak, bilinçli ortamlarda yetişen çocukları daha avantajlı oluyorlar; maddi durum önemli bir kriter değil.
Tek çocuklu ailede mi, çok çocuklu ailede mi öğrenme ortamı vardır, fazladır?
Bu tamamen her iki durumda da çocuğa sunulan bilinçli öğrenme ortamı ile alakalı. Çocuk sayısı değil, bilinçli bir gayretle sunulan öğrenme ortamı aileden aileye değişebilir.
21. yüzyıl için eğitim vizyonumuz ne olmalı?
Bilinmeyenle başa çıkabilecek, daha karmaşık sorunları çözebilecek, kendini sürekli yenileyebilecek, çevreye duyarlı, iletişim becerileri kuvvetli, öğrenmeyi düşünebilen ve öğrenmeyi öğrenebilen nesilleri yetiştirmek.
Bir çocuğun sözcük dağarcığı nasıl gelişir?
Çok fazla kitap okuyarak kitaplardaki farklı ve yeni sözcüklerle ilgili sohbet ederek ve sözcüklerin anlamları üzerinde tartışarak gelişir. Çocuklar kullandıkları sözcükleri daha iyi öğrenirler, bu nedenle aynı kitabı çocuğa defalarca okumak gerekir. Her okuduğunuzda farklı bir anlam düzeyi çıkarırlar.
Kitap okuma dışında neler yapılabilir?
Her konuda sohbet etmek çok önemli. Küçük çocukları dinleyerek de onların neye ilgi duyduklarını öğrenebiliriz. Ancak sadece sohbet ederken farklı kelimeleri yakalamak zordur. Kitaplar her zaman yönlendiricidir. Örneğin: Kitapta geçen "Yüzgeç" sözcüğünün anlamını 2-3 yaşındaki bir çocuk bilmeyebilir. Ama kitabı okurken bu yeni sözcük üzerine sohbet edilebilir. Değişik mekanları gezmek, dış dünyayı algılamaları ve yeni sözcükler öğrenmeleri için bir fırsattır.
Her yaşta sözcük dağarcığı gelişebilir mi?
Her yaşta gelişebilir. Ancak, erken çocukluk döneminde edinilen sözcük dağarcığının zenginliği, ileriki yaşlarda yeni sözcükler öğrenmeyi kolaylaştırır.
2 yaşından itibaren sözcük dağarcığı gelişir
Sözcük dağarcığı fazla olan çocuk öğrenmeye daha mı meyilli, daha mı başarılıdır?
Evet kesinlikle. Sözcükler içinde bilgi taşırlar ve sözcük bilgisi okul başarısında etkilidir. Yapılan araştırmalar, daha çok sözcük bilen çocukların akademik ve sosyal gelişimlerinin daha etkin olduğu görülebilir.
Kaç yaşından itibaren sözcük dağarcığı gelişir? Aileler hangi yaşta neler yapmalılar?
2 yaşından itibaren aileler çocuklarına bol bol kitap okumalı, onlarla anlamlı ve detaylandırılmış sohbetler yapmalı. Örneğin: Akşam yemeğinde bezelye yemeği ile ilgili sohbet etmek, faydalarını anlatmak, vitaminlerden bahsetmek genişletilmiş sohbettir. Ama anne sadece "bezelye yemeğini bitir" dediğinde çocuk bu söylemden hiçbir şey öğrenmez. Çocuklar sevdikleri yetişkinlerden daha rahat öğrenirler.
Düşük gelir ve kültür seviyesine sahip ailelerin çocukları 3 yaşında 500 sözcük bilirken, yüksek gelir düzeyi ve kültür seviyesine sahip ailenin aynı yaştaki çocuğu 1200 sözcük biliyor diyorsunuz, aileler ne yapıyor da böyle bir farklılık oluyor?
Gelir ve kültür seviyesi iyi olan aileler çocuklarıyla daha çok iletişim kuruyor, nitelikli sohbetler yapıyor ve onları farklı kitaplarla buluşturuyorlar. Ailenin kültür düzeyine bağlı olarak, çocuğu ile kurduğu iletişimde kullandığı sözcük sayısı daha zengin olduğu için, bu çocuklar da daha çok sözcük öğrenmiş oluyorlar.
Okul sözcük dağarcığı için ne yapmalı? Öğretmenlere neler düşüyor?
Okul Öncesi dönemde çocuklara değişik türlerde kitaplar okunmalı ve bu kitaplarda geçen yeni sözcükleri fark ettirerek, sınıf ortamında bu sözcükleri kullanmaya yönelik aktiviteler planlanmalı. Kitap okunduktan sonra, çocuklara "Sence bundan sonra ne olacak?", "Sen bu kahramanın yerinde olsan ne hissederdin?", "Sence bu hikayenin sonu nasıl değiştirilebilir?" gibi destekleyici sorularla sohbet ortamı genişletilebilir. Böylece hayatlarına yeni konu başlıkları sokulabilir. Optimal bir okul öncesi sınıf ortamı dile odaklanmalıdır. İçerik odaklı bir müfredat programı çok önemli.
Ayrıca çocuklara, kitapların farklı nedenlerle okunabileceği anlatılmalı. Örneğin bazı kitapları yeni bilgiler edinmek için okurken, bazı kitapları sadece iyi vakit geçirmek için okuruz. Okuduğumuz kitaplarla başka insanları, ülkeleri, yaşantıları, bakış açılarını, inançları öğreniriz.
Her yaştan öğrencinin başarılı olma yolundaki engellerinden
en önemli ve etili olanı, ders çalışmak için doğru yöntemler seçememiş
olmasıdır. Oysa veli ve öğretmenlerin öğrencilerden genel beklentisi, onların
derslerinde çok çalışıp başarılı olması yönündedir. Böylesine keskin sonuçlu
bir beklenti içinde olunması başarısız olunduğunda çok
çalışılmadığı yorumu yapılmasına ve öğrencinin bu anlamda yeterli
çabayı göstermediği sonucuna varılmak olur. Burada başarısızlıktan
yatan asıl sorunun çok çalışmak değil verimli çalışamamak olduğu gözardı
edilmektedir.
Verimli ders
çalışmaya karar vermek ve bu konuda azimli olmak muhtemel dış faktörlerle
mücadele etmekte kararlı olmak demektir. Herşeyden önce kişi verimli ders
çalışmak için karar aldığında hayatıyla ilgili sorumluluklar için adım atmış olur.
Bundan sonrası, bunu devam ettirebilmeye kalmıştır. İşte bu noktada verimli
ders çalışmak ve sürdürmek için nasıl davranılması gerektiğini sizinle
paylaşabiliriz…
Verimli ders çalışma yollarını öğrenmek isteyen öğrencinin,
önce bu yönde olumlu alışkanlıklar kazanmaya kararlı ve niyetli
olmasıdır. Buna karar verildikten sonra ders çalışmasını aksatan ya da kolaylaştıran alışkanlıklarının bir
listesini yapmalıdır. Böylece öğrenci bu listeyi yaparak ilk çalışmasını yapmış
olur.Bundan sonraki adım ise bu listede kendisini engelleyen faktörlerin ve
alışkanlıkların olduğunu kabul etmek ve bu olumsuz alışkanlıklardan kurtulmaya
çalışmaktır. Listede yer alan olumlu alışkanlıklarını ise
geliştirmelidir.Çalışma ve garetler olumsuz alışkanlıklar atılıncaya ve olumlu
alışkanlıklar iyice yerleşinceye kadar devam ettirilmelidir.
Sevgili öğrenciler ve
velilerimiz; verimli çalışmanın yollarını daha sistemli göstermek için
aşağıdaki düşünceleri uygulamak son derece olumlu etki sağlayacaktır.
1. Amaçlarınızı Belirleyiniz:
Her çalışma bir amaca yönelik olmalıdır. Bu amaçlar, bir
problemin çözümünü öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek, bir proje
hazırlamak, biz yazı yazmak olabilir. Bunları iyi planlayarak çalışmaya başlayan
öğrenciler diledikleri başarıya ulaşmanın ilk adımını atmış olurlar.
2. Planlı Çalışma:
Birden çok iş ya da ders üzerinde aynı günde çalışmanız
gerektiğinde hangisinden işe başlayacağınızı bilemediğiniz ya da çalımaya
başlamak için karar veremediğiniz anlar oluyor mu? Bu soruya yanıtınız “evet”
ise, sizin planlı çalışmayı bilmediğinizi kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu tür bir
durumlarda, yani aynı zamanda birden çok dersi çalışmayla yüz yüze
geldiğinizde, derslerden her birinin üzerinizde yarattığı ruhsal baskı, bunlardan
herhangi birine kendinizi tümüyle vermenizi engelleyerek ve verimsiz bir
şekilde işlerden birini bırakıp ötekine atılmanıza neden olacaktır.Bu tür
kararsızlık ve karışıklık ancak hangi dersi ne zaman yapacağınızı belirli bir
sıraya koymakla yani “Karar Vermekle” ortadan kalkar. İşte çalışmada plan; “nasıl”, “ne zaman” ve “nerede”
çalışmanıza karar vermek demektir. Çalışmaya başlayacağı zaman kendini yorgun
ve isteksiz hisseden öğrenci çalışma saatlerini yanlış seçmiş demektir. Hiç
beklemeden günlük çalışma çizelgesinde gerekli değişikliği yapmalıdır.
3. Zamanı Verimli Kullanınız:
Öğrenciler bedensel, zihinsel ve ruhsal yapıları, ilgi
alanları ve yetenekleri bakımından birbirleinden farklıdırlar. Bir öğrencinin
isteyerek çalıştığı ve hemen öğrendiği bir dersi bir başka öğrenci daha zor
öğrenebilir. Bir başka öğrenci ise çabuk yorulabilir ya da çalışmak
istemeyebilir. Bu nedenle bir ders ya da konu içinde ayrılacak süre öğrenciden
öğrenciye değişir. Her öğrenci zamını kendine göre ayarlamalıdır. Bir saat
çalıştıktan sonra araya 5-10 dakikalık dinlenme koymak yararlı olur. Bu sayade
bir saatlik çalışma sonunda dağılan dikkat ve azalan verim tekrar kazanılır.
Ders çalışmak için gerekli gücün toplanabilmesi bakımından eğlenmeye ve spora
da zaman ayırmalıdır.Ancak bu süre gereğinden fazla olmamalıdır.
4. Verimi Azaltıcı Etkenleri Ortadan
Kaldırınız:
Çalışmaya başlamadan önce, yorgunluk, uykusuzluk, ağrı,
sızı, elem, korku, öfke, aşırı kaygı, fazla heyecan, endişe, açlık, aşırı
tokluk, aile dertleri, normalin altında ve üstündeki fiziki şartlar ( çok
sıcak, çok soğuk gibi) acelecilik, telaş, araç gereç noksanlığı, vs gibi
etkenlerin elden geldiğince kurtulunması gerekir. Ayrıca çalışmamıza engel
olacak cep telefonları, tablet bilgisayarlar, oyun aletleri gibi iletişim ve
teknoloji alatlerinden uzak durmak ya da sınırlamak gereklidir.
5. Uygun Bir Çalışma Ortamı Seçiniz:
Çalışma yerinin seçimi çok önemlidir. Çalışma
yeri derli toplu, yalın, elden geldiğince sabit ve sakin olmalı, ayrıca ışık,
ısı gibi fiziksel sorunlar da çözümlenmiş olmalıdır. Ayrı bir yerin
sağlanamaması çalışmadan kaçmanın bir nedeni olmamalı, elverişsiz koşullarda da
ers çalışmak, dikkatin toplanmasını güçleştirecek, öğrencinin çalışmak için
daha çok zaman yitirmesine neden olacaktır.
6. Dikkatinizi Uyanık Tutunuz:
İnsanda dikkat her an vardır, önemli olan bunun çalışılan
konu üzerinde toplanabilmesidir. Sevilen ve ilgi duyulan bir konu, dikkatin
uyanık tutulmasına yardım eder. Daima belirli yerlerde çalışmak, gürültünün
bulunmadığı ortamlarda çalışmak, sandalyede oturarak çalışmak, masada gerekli
araçlar dışında başka şeyler bulundurmamak, çalışma yerini 18-20 derece
sıcaklıkta tutmak, işleri sıraya koymak, işleri bitirmede kendinizle yarış
kararı almak, her seferinde bir çeşit işle çalışmak dikkatin dağılmasını
önleyici yöntemlerdir.
7. Derse Hazırlıklı Geliniz:
Başarılı olmanın yollarından bir de derslerin işlenmesine
etkin olarak katılmaktır. Derslerde sürekli edilgen durumda kalan öğrencilerin
işlenen konuları anlamaları zordur. Öğrenciler okula gelmeden önce, o gün
işleyecekleri konuları gözden geçirmelidirler. Bu sayede hem derslerin
işlenişine katılmak için gerekli güveni kazanırlar, hem de öğretmenin
anlattıklarını daha kolay anlarlar. Gerek işlenecek konulara hazırlanırken,
gerekse işlenen konular gözden geçirilirken, anlamaktan zorluk çekilen yerler
belirlenmeli, bu konularla ilgili sorular hazırlanıp, derste öğretmene
sorulmalıdır.
8. Araç – Gereç Ve Kaynaklardan Yararlanınız:
Öğrenci, herhangi bir konunun öğrenilmesinde, basılı
araçlara ne kadar başvurursa, öğrenme ilgisi ve zihinsel yetileri de o kadar
çok genişleyecektir.
9. Verimli Okuyunuz:
Okuma, öğrenmenin en temel yoludur. Öğrenmede hızlı okuma
önemli gereklidir. Hızlı okumayla hem okunanlar daha iyi anlaşışır, hem de
zamandan kazanılır. Hızlı ve anlamlı okuma becerisi kazanabilmek için bolo bol
okuma çalışmaları yapılmalıdır. Önce gazete, öykü ve roman gibi şeylerle işe
başlamalı giderek boş zamanları okuyarak değerlendirme alışkanlığı
kazanmalıdır.
10. Aralıklı Tekrarlar Yaparak Unutmayı Önleyiniz:
Öğrenilenler zamanla unutulabilir. Unutmayı önlemenin iki
yolu vardır. Bunlardan biri öğrenilen bilgileri yeri geldikçe kullanmak, diğeri
de aralıklı olarak tekrar etmektir. Öğrenciler öğrendiklerini yeri geldikçe
kullanırken hem bunların işe yaradığını görecekler, hem de yeni bilgiler
edinmeye motive olacaklardır.
Ders çalışmayı beklemeyin bir an önce karar verip harekete
geçin. Elbette çeşitli olumsuz alışkanlıklarınız size engel olabilir ama
konsantre olursanız tüm engelleri aşabilir ve olumlu alışkanlıklar geliştirerek
yolunuza devam edebilirsiniz.
*****************************************************************************************************************************************************
DERS PROGRAMI UYGUYLAMASI: TIMETABLE
Timetable
Geniş özelliklere sahip modern bir ders programı uygulaması.
Timetable okul ve üniversite hayatını yönetmek için üretilmiş fonksiyonel bir uygulamadır.
Ödevlerinden sınavlara bütün görevlerini Timetable'a kaydedebilirsin. Sadece bir kez girmen yeterli,çünkü Timetable bütün Android cihazlarınla eşleşebilir.
Telefonunun sesini kısmayı sıklıkla unutur musun? Hiç önemli değil, bu uygulama ders süresince otomatik olarak telefonunun sesini kısar.
Hızlı bakış
- Türkçe dil desteği
- Tüm cihazlar arasında veri eşitleme
- Telefonlar ve tabletler için iyi duruma getirildi
- Aydınlık ve karanlık tema mevcut
- Derslerini, görevlerini ve tatillerini kolayca kaydet
- Çizelgeni ister liste ister ızgara biçimde görüntüle
- Çizelgende ve görevlerinde arama yap
- Opsiyonel iki, üç yada dört hafta döngüsü
- Her ders ve görev için bir tane 4x1 widget
- Her biri için bir yeniden boyutlandırılabilir widget (en az 2x2)
- Her biri için kilit ekranında widget (Android 4.2)
- Dersler ve yarının görevleri için bildirimler
- Ders süresince telefonu sessize alma
- Dashclock uzantısı
Kaynak: http://www.chip.com.tr
******************************************************************************************************************
Bellek (hafıza) insanoğlunun sahip olduğu en hayati ve önemli yeteneklerinden birisi. Bir an için durup düşünelim belleğimiz olmasaydı neler olurdu? Hayal etmesi bile korkunç değil mi? Düşünün sabah kalkıyorsunuz ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. On dakika önce arkadaşınızla neler konuştuğunuzu hatırlayamıyorsunuz.
Felsefesi ara-bul-geriye getir!
Kırktan fazla bilimsel makalesi yayınlanan ve çeşitli topluluklara bilimsel psikoloji çerçevesinde gelişim seminerleri sunan bir iletişim psikolojisi uzmanı olan Doğan Cüceloğlu hafızayı geliştirmek için altı aşamalı hafıza geliştirme yöntemi öneriyor. Cüceloğlu bu aşamaların örgütleme, ayrıntılama ve ara-bul-geriye getir içinde yer alan alıştırma yapma ilkeleriyle gerçekleştirildiğini söylüyor. Bu aşamaların okullarda ve diğer eğitim kurumlarında da uygulanırsa başarıya ulaşılabileceğini de sözlerine ekliyor.
İşte o 6 aşama
Gözden geçirin: Öğrenmek istenilen malzemenin gözden geçirilmesini ve nasıl düzenlendiğinin incelenmesini içermektedir. Konu ana hatlarıyla düzenlenip kendi kelimelerinizle ayrılabilir. Daha sonraki aşamalarda da okunulan bilginin özetin neresinde yer aldığı akılda tutulursa öğrenmek istenilen bilginin bu şekilde örgütlenmesinin yararı ortaya çıkar. Örgütlenerek organize edilerek çalışılan bir bilginin belleğe ne kadar yardımcı olduğu bu şekilde görülebilir.
Soru hazırlayın: Örgütlenen her bölümle ilgili soru hazırlanma.
Okuyun: Hazırlanan sorulara cevap ararcasına okuma yapılması.
İlişkiler kurun: Sorulara cevap verdikçe bölümler arasındaki bağlantıların neler olduğu anlaşılacaktır.
Tekrar edin: Her bölüm bitirilince birkaç kere tekrar edilmesini ve o bölümde hatırlanmasında zorlanılan kavramların farkına varılıp özellikle o kavramların gözden geçirilmesi gerekir.
Yeniden gözden geçirin: Konunun ve bu aşamaların tam olarak yapılıp yapılmadığını gözden geçirin. Bu aşamada konunun temel bölümlerinin ve bu bölümlerdeki temel kavramların hatırlanılması gerekir. Kaynak aktüelpsikoloji.com
ETKİLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ:
OKULDA ÖĞRENCİNİN
BAŞARISINI ÖNEMLİ DERECE ETKİLEYEN ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARI
· Planlı ve Programlı çalışma
· Zamanı iyi planlama ve kullanma
· Çalışma ortamının düzenlenmesi
· Not tutma
· Etkili dinleme
· Verimli okuma
· Özet çıkarma
· Güdülenme
· Derse hazırlıklı gelme
· Tekrar
PLANLI PROGRAMLI
ÇALIŞMA
Planlı çalışarak her işe gerektiği kadar zaman
ayırabilirsiniz. Günlük çalışma programını istakrarlı bir şekilde
uygulaığınızda sınav akşamı aşırı ve stresli çalışmanıza gerek kalmaz. Çalışma
veriminiz artar ve çalıştıklarınız aklınızda daha kalıcı olur.
ANCAK;
· Eğer amaçsızsanız,
· Plansız ve programsız çalışıyorsanız,
· Evin değişik ve dikkat dağıtıcı noktalarında
çalışıyorsanız,
· Yatarak, uzanarak ders çalışıyorsanız,
· TV izleyerek ya da müzik dinleyerek ders
çalışıyorsanız,
· Konuyu anlamak yerine ezberleyerek
çalışıyorsanız,
· İhtiyaç duyulduğunda farklı kaynaklardan
yararlanmıyorsanız
GEÇMİŞLER OLSUN … YANLIŞ YAPIYORSUNUZ!!!...
ZAMANI İYİ PLANLAMA VE KULLANMA
Çalışmaya başlamada en çok zaman ve enerji kaybı yaşadığımız
süreç; ne çalışacağımıza karar verme, gerekli malzemeleri bir araya getirme, ön
hazırlık yapma ve çalışmaya oturma sürecinde yaşanmaktadır.
Zamanı planlarken öncelikle;
· Hangi dersin hangi saate çalışılacağı
planlanmalıdır,
· Çalışma sırasında her derse belirli bir süre
ayrılmalıdır,
· En verimli çalışma aralıklı çalışmalı, 40 dakika
çalışıp 10 dakika dinlenmelidir.
· Birbirine benzeyen dersler üst üste
çalışılmamalıdır.
UNUTMA!!!
İNSAN ÖĞRENDİKLERİNİ
ÇOK ÇABUK UNUTUR
%100 öğrendiğimiz bir şeyin (ki
bu mümkün değil) 20 dakika içinde yarısını, 60 dakik içinde %70’ini gün sonunda
%80’ini unutururz. Ama bu unutma hiçbir zamana sıfır düzeyine inmez!
Unutma!
Başarmak için “unutmayı”
unutmalısınız!
En Çok Neleri Unuturuz?
· Adlar
· Rakamlar ve tarihler
· İstenmeyen şeyler
· Zor öğrenilmiş, tam olarak kavranılmamış
konular,
· İnançlarımmıza ve ön yargılarımıza ters düşen
(garip) gerçekler,
· Kısa sürede zorla öğrenmek zorunda kaldıklarımız,
· Başarısızlıklarımız,
· Öğrenmeye çalışmadan rastgele edindiğimiz
bilgiler,
· Öğrendikten sonra üzerinde yeterince
düşünmediğimiz konular,
· Yorgun, hasta, isteksiz ve sıkıntılı anlarımızda
öğrenmeye çalıştığımız bilgiler,
· Uzunca bir sürede çalışarak, ara vermeden
öğrenilenler,
· Anlayamadığımız, bize “anlamsız” gelen şeyler.
Peki En az Unuttuklarımız?
· Güzel olaylar, anılar,
· Yatmadan önce gözden geçirilenler,
· Hatırlanması gerektiğine karar verilen şeyler,
· Üzerinde sık sık konuşulan tekrar edilen şeyler,
· Kazanılan başarılar,
· Kişiye anlamlı gelen konular,
· Sık sık kullanılan zaman zaman gözden geçirilen
veya düşünülen konular,
· Üzerinde iki hafta yinelenler,
· Her zaman yüksek sesle düşünülenler ve
konuşulanlar,
· Çocukluk döneminde kazanılan ve bellekte kalıcı
izler bırakılan, anılar, anlar,
· Fiziksel becerilere sıkı sıkıya bağlı olanlar,
· Kişiyi doğrudan ilgilendiren konular ve olaylar.
TEKRAR
Öğrenilen bilgilerin %70’i 1 saat
içinde
%80’i 24 saat içinde unutulmaktadır…
UNUTMAYI AZALTAN EN
ÖNEMLİ ETKİNLİK TEKRARDIR!
· Sürekli ve belirli aralıklarla tekrar yapın
· Özellikle uykudan önce yapılan tekrarlar
unutmayı önler, uyumadan önce o gün öğrendiklerinizi tekrar edin,
· Bilginin daha kalıcı olması için sabah
kalktığınızda da tekrar yapabilirsiniz,
· Haftanın belirli saatlerini, ayın belirli
günlerini tekrar yapmak için belirleyin,
· Tuttuğunuz notlarla tekrar yaparsanız zaman
kazanırsınız,
· Bir başkasına anlatarak ta tekrar yapmanın büyük
faydası vardır,
· Tekrar yaparken aynı türden dersleri bir arada
çalışmayın sıkıcı olabilir, dikkainiz dağılır,
· Tekrar yaptıktan sonra konuyu ne kadar
öğrendiğinizi ölçmenin en iyi yolu bol bol soru çözmektir.
UNUTMAYA KARŞI EN İYİ İLAÇ: TEKRAR… TEKRAR… YİNE
TEKRAR!
Düzenli
tekrar yapmayan öğrenci, daha önce öğrendiği bilgileri çok az hatırlayacağı
için, bilgiler arasıdaki bağlantıyı kurmakta zorlanır ve verimi düşer. Bu da
zaman ve emek kaybıdır. Kısır döngüye ve umutsuzluğa yol açar.
Düzenli
tekrar tekniklerinin uygulanmasıyla, daha çok şeyi hatırlamak mümkündür.
Sistemli bir
tekrar programı sizlere, şu çok önemli 3 şeyi kazandırır:
1-Öğrenme,
2-Düşünme,
3-Hatırlama konularında birikim sağlama
PANİK YAPMA
Önemli
durumla acil durumu birbirinden ayırmak, baskı altında bunalmamak gerekir. “Acil
durum”lar öğrencilerin tüm enerjisini çekip, tüketirler.
UNUTMA!
Her acil
durum, önemli durum değildir.
Panik Yapma!
Gümüş
günler, altın saatler, boş geçmemeli!
Başlangıçta
hepimizin eşit olarak sahip olduğu tek şey zamandır. Sorun ne kadar zamanımız
olduğunda değil, sahip olduğumuz zamanı nasıl kullandığımızdır. Zaman, eşsiz
bir kaynaktır. Birikti remeyiz; harcamak zorundayız. Onu istediğimiz zaman
durduramayız.
Zaman:
Tekrar ele geçmeyen tek şey!
Başarını
zamana bırakma!
“Tanrı
cevizi verir, ama kabuğunu kırmayı sana bırakır”. H.J. BROWN
Hedefe giden
yolda, zamana sen hükmet!
Kaygıdan
uzak, rahat bir sınava hazırlık süreci geçirmeniz, zamanı amacınız ve planınız
doğrultusunda kullana bilmenize bağlıdır. Sınavlara hazırlık sürecini
rastlantıya bırakırsanız, başarınızı etkileyecek pek çok olumsuz şeyle
karşılaşabilirsiniz!!!
DİKKAT!
Zaman
hırsızlarına Zamanınızı çaldırmayın!
Çevremizde
çok zaman hırsızı var. Bunların sayıları giderek de artıyor.,Burada önemli olan
bu zaman hırsızlarına, sizin fırsat verip, vermemenizdir! Bu sorunu aşmak için,
öncelikle sizin zamanınızı çalan şeyleri saptamanız ve bu zaman hırsızlarına
engel olmanız gerekir.
*****************************************************************************************
ZAMANINIZI İYİ YÖNETEBİLİYOR MUSUNUZ?
Zamandan tasarruf etmek için
Herkesin gün içinde daha verimli olduğu zamanlar vardır. En iyi zaman, günlük performans ve verimlilik düzeyinin en yüksek olduğu zaman dilimidir. Biz buna altın saatler diyoruz. Yapılan çalışmalar, herkesin gün içinde verimli olduğu saatlerin farklılaştığını ve altın saatlerinin farkında olan kişilerin zaman yönetimlerini daha iyi yaptıkları ve iş performanslarının daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Bu en iyi zaman durumları açışından kişiler üç gruba ayrılabilirler;
Sabah hazır olan Kişiler; Bu kişiler genellikle sabahları çok enerjik olurlar. En verimli oldukları zaman sabah işe geldikleri saatlerdir. Çünkü sabah saatlerinde iş motivasyonları ve odaklanma becerileri daha yüksektir. Öğleye doğru performansları düşer ve giderek verimlilik azalır.
Eğer sabahları hazır olan gruba giriyorsanız; önemli ve acil işlerinizi (örneğin; önemli toplantılar, proje hazırlama, yazı yazma vb.) sabah saatlerinde yapmanız, daha az önemli ve acil olmayan işleri(örneğin; rapor hazırlama, maillerinizi kontrol etme, mailleri cevaplama gibi) öğleden sonra saatlerine bırakmanız, zamanınızı etkin kullanabilmekte size yardımcı olacaktır.
Öğleden sonra hazır olan kişiler; Bu kişiler sabah saatlerinde önemli işlere konsantre olmakta zorluk çekerler. Motivasyonları ve odaklanma becerileri sabah saatlerinde günün diğer saatlerine göre daha düşüktür. Öğle saatlerine doğru ise performansları ve odaklanma becerileri giderek artar. Bu kişiler için günün en verimli zamanı öğleden sonra saatleridir.
Eğer öğleden sonra hazır olan gruba giriyorsanız, günlük rutin işlerinizi( telefon görüşmeleri, sosyal medya vb.) sabah saatlerinde yapmanız, önemli ve dikkat gerektiren işlerinizi öğleden sonra saatlerinde yapmanız, zamanınızı etkin kullanabilmekte size yardımcı olacaktır.
Her zaman hazır olan kişiler; Bu kişiler, genellikle sabahları da öğleden sonraları da çok enerjik olurlar. İş motivasyonları ve odaklanma becerileri sabah ve öğleden sonra saatlerinde de benzer ve yüksektir. Bu kişilerin, sabah işe geldikleri ilk saatlerde ve öğleden sonra saatlerinde performansları yüksek olur.
Eğer her zaman hazır olan gruba giriyorsanız, sizin için önemli ve acil olan, yoğun odaklanma becerileri gerektiren işlerinizi sabah ve öğleden sonra saatlerine ayırmanız, telefon görüşmeleri, mailler vb. gibi işleri öğle saatlerine bırakmanız, zamanınızı iyi yönetebilmeniz ile ilgili size yardımcı olacaktır.
Sizin en verimli olduğunuz zaman dilimi hangisi? Sabah mı, öğleden sonra mı, her zaman mı hazır olan gruba giriyorsunuz. Unutmayın, performansınızın ne zaman yüksek olduğunu bilmeniz, yaptığınız işlerden verim alabilmeniz ve zamanınızı iyi yönetebilmeniz için önemlidir.
Yazar: Şeyma Çavuşoğlu
Kaynak: http://www.psikolojistanbul.com